Kıbrıslı Türk avukat Akan Kürşat aleyhindeki dava, bir tanığın ölümü nedeniyle askıya alındı

Perşembe günü Başsavcı, Kıbrıslı Türk avukat Akan Kürşat aleyhindeki davanın durdurulmasına karar verdi. Dava, davadaki kilit bir tanığın vefat etmesi nedeniyle askıya alındı.

Kıbrıslı Rumların kuzeydeki mallarını sattığı gerekçesiyle tutuklanan Kıbrıslı Türk avukatın davası sırasında, İngiliz vatandaşı olan ana tanığın öldüğü ortaya çıktı.

Dava materyallerine göre, hukuk departmanı tanığın ölümünü 19 Şubat'ta öğrendi. Mahkeme, tanığın ölümü nedeniyle Akan Kürşat aleyhinde delil bulunmadığına karar verdi.

Avukatın Ocak 2024'te İtalya'da tutuklandığını hatırlatalım. 2007 yılından bu yana hakkında tutuklama emri çıkarılmıştır. Kıbrıs Rum yönetimi yetkilileri avukatı "KKTC'deki Rum mallarını gasp etmekle" - kuzeydeki Kıbrıslı Rumların mallarını satmakla - suçluyor.

Rum basınında yer alan haberlere göre, avukata aşağıdaki suçlamalar yöneltildi: "ciddi bir suç işlemek için komplo kurmak", "başka bir kişi adına kayıtlı araziyi yasadışı olarak bulundurmak ve kullanmak", "sahte bahanelerle mallar için teminat sağlamak" ve "yasadışı faaliyetlerden kara para aklamak".

Tutuklanmasının ardından avukat, 2022 yılında Kıbrıslı Türk bir mahkûmun öldürülmesi nedeniyle ülkenin hapishanelerinde hayatından endişe ettiğini iddia ederek Kıbrıs'ın iade talebine itiraz etti.

Türk basınında çıkan haberlere göre, avukat 2 Şubat'ta tutumunu değiştirdi ve avukatları aracılığıyla Güney Kıbrıs'a iade edilmeyi kabul ettiğini açıkladı. Avukat 9 Şubat'ta mahkemeye çıktıktan sonra 29 Şubat'ta tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Mahkemede kendisini temsil eden Rikkos Mappourides, müvekkilinin kendisine yöneltilen 20 suçlamanın tamamını reddettiğini belirtti.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi'ndeki duruşmalar sırasında, kefalet olarak 10,000 Avro nakit ve yerel bankalardan iki banka çeki şeklinde 65,000 Avro temin etmesine karar verildi. Ayrıca her ayın ilk ve üçüncü Pazartesi günü Ayios Dometios Polis Karakoluna rapor vermesi gerekiyordu. Ayrıca adanın kuzey ve güney bölgeleri arasında seyahat etmesine de izin verildi.

Bu dava, Kıbrıs vatandaşlığına sahip bir Kıbrıslı Türk'ün ülkenin kuzeyindeki Kıbrıs-Rum mallarını istismar etmekten yargılandığı ilk dava olma özelliğini taşıyor.