Kıbrıs'ta Kayıp Olanların Trajedisi: Tarihsel İnceleme
Kıbrıs'ta kaybolanların trajedisi, hâlâ birçok Kıbrıslının kalbinde kanayan derin bir yaradır. Bu trajedi, 1963'te adada patlak veren ve 1974'te Türkiye'nin Kıbrıs'a müdahale etmesiyle doruğa ulaşan bir toplumsal çatışmanın sonucudur.
Bu çatışma sonucunda, hem Rum Kıbrıslılar hem de Türk Kıbrıslılar yüzlerce kişi kaybolmuştur. Onların akıbeti hâlâ bilinmemekte olup, aileleri bilinçsizlik ve acı içinde yaşamaktadır. Cyprus-FAQ, çatışmanın hikayesini ve bugüne kadar yetkililerin aldığı önlemleri anlatmaktadır.
Tarihi Bağlam
Kıbrıs'taki çatışma derin tarihi kökenlere sahiptir. Ada, yüzyıllar boyunca farklı imparatorluklar ve halklar arasında bir tartışma konusu olmuştur. Kıbrıs, yüzyıllar boyunca farklı imparatorlukların egemenliğinde kalmış ve bu da iki ana toplumun oluşmasına neden olmuştur: Rum Kıbrıslılar (Ortodoks Hristiyanlar) ve Türk Kıbrıslılar (Müslümanlar).
1960 yılında Kıbrıs, Birleşik Krallık’tan bağımsızlığını kazanmış, ancak Yunan ve Türk toplumları arasındaki gerilim artmaya devam etmiştir.
1963 yılında toplumsal çatışmalar, geniş çaplı bir çatışmaya dönüşmüştür. 1974 yılında Türkiye, adadaki Türk nüfusunu korumak adına Kıbrıs'a müdahale etmiştir. Bu müdahale sonucunda Kuzey Kıbrıs, Türkiye'nin kontrolüne geçmiştir. Bugün örneğin, Girne'den Lefkoşa'ya olan yol, yalnızca KKTC topraklarından geçmektedir.
Çatışmadaki Rum Liderler
Arşibiskop Makarios III. Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı. Birleşik Krallık’a karşı Kıbrıs’ın bağımsızlık mücadelesinde ve sonraki siyasi olaylarda merkezi bir rol oynamıştır. Enosis (Yunanistan ile birleşme) politikası, Türk toplumu ile gerilime yol açmıştır.
Georgios Grivas. EOKA (Kıbrıs Ulusal Kurtuluş Örgütü) lideri. O, Britanya koloniyalizmi döneminde ve sonrasında Enosis için silahlı mücadeleyi yönetti. Onun radikal eylemleri ve görüşleri, çatışmanın tırmanmasına katkı sağlamıştır.
Nikos Sampson. O, 1974’teki pro-Yunan darbesinde kilit bir figürdü, bu darbe Türkiye'nin müdahalesine yol açmıştır. Darbedeki rolü ve radikal milliyetçi görüşleri, onu tartışmalı bir figür yapmıştır.
Çatışmadaki Türk Liderler
Rauf Denktaş. O, çatışma süresince Türk Kıbrıslıların önde gelen siyasi lideriydi.
Denktaş, Türk Kıbrıs politikalarının şekillendirilmesinde ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) kurulmasında belirleyici bir rol oynamıştır. Onun eylemleri ve açıklamaları sık sık tartışma yaratmış, onu tartışmalı bir figür haline getirmiştir.
Fazıl Küçük. O, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkan Yardımcısıydı ve Türk Kıbrıslıların önde gelen liderlerinden biriydi. O, çatışmanın erken dönemlerinde Türk Kıbrıslıların haklarını savunmuştur.
Kayıp Olma Trajedisi
1974’teki çatışma ve müdahale sırasında, yüzlerce insan kaybolmuştur. Onların akıbeti hala bilinmemekte ve aileleri belirsizlik ve acı içinde yaşamaktadır.
Kayıp olma sorunu, Kıbrıs çatışmasıyla ilgili en karmaşık ve acı verici sorunlardan biridir ve bu tür yaralar Kıbrıs’taki eczanelerde ilaçlarla tedavi edilemez. Bu sorun, Rum ve Türk toplumları arasındaki ilişkileri zehirlemeye devam etmekte ve adada kalıcı bir barışa ulaşılmasını engellemektedir.
Kaç Kişi Kayıp Olarak Sayılıyor?
Kıbrıs’taki çatışma sırasında kaybolanlarla ilgili rakamlar tartışmalı olmasına rağmen, yaygın olarak kabul edilen tahminler bulunmaktadır.
Toplam kaybolan sayısı yaklaşık 1500-1600 kişidir. Bu sayı hem Rum Kıbrıslıları hem de Türk Kıbrıslıları içermektedir. Kaybolanların çoğunluğunu Rum Kıbrıslılar oluşturmaktadır. Kıbrıs Cumhuriyeti'nin resmi verilerine göre, yaklaşık 1400 Rum Kıbrıslı kaybolanlar arasında sayılmaktadır. Ayrıca kaybolan Türk Kıbrıslılar da vardır, ancak sayıları daha azdır.
Kayıp Kişiler Komitesi (detaylar için aşağıda okuyabilirsiniz), kaybolanların dosyalarını araştırmakta ve onların akıbetini belirlemeye çalışmaktadır. KPK, kaybolanların cesetlerini tanımlamayı başarmış, ancak çalışma devam etmektedir.
Önemli olan, bu rakamların kaynağa bağlı olarak değişebileceğidir. Kayıp olma trajedisi hâlâ acı bir sorundur ve kaybolanların akıbetini belirleme çabaları devam etmektedir.
Kayıp Arama Çabaları
Yıllar boyunca kaybolanları arama çabaları devam etti. 1981 yılında Kayıplar Komitesi (KK) kuruldu ve kaybolanların dosyalarını araştırmak ve kalıntılarını bulmakla ilgileniyor.
KK, çalışmalarında belirli bir ilerleme kaydetti. Yüzlerce kaybolan kişinin kalıntıları bulundu ve kimlikleri tespit edildi. Ancak hala yüzlerce kişi kaybolmuş durumda ve kaderleri bilinmemektedir.
Kayıplarla ilgili bilgi arayan organizasyonlar
Kıbrıs'ta kaybolanlarla ilgili bilgi aramak zorlu bir görevdir, ancak bu meseleyle ilgilenen organizasyonlar ve kaynaklar bulunmaktadır.
Kayıplar Komitesi (KK)
Bu, Kıbrıs'taki kaybolanlarla ilgili dosyaları araştıran ana organizasyondur. KK, BM gözetiminde kurulan iki toplumlu bir organizasyondur. Kazılar yaparlar, kalıntıları tanımlar ve kaybolanların ailelerine bilgi verirler. KK'nin faaliyetleri ve çalışmaları hakkında bilgi, BM'nin resmi web sitesinde ve Kıbrıs'taki çatışmaya adanmış kaynaklarda bulunmaktadır.
Kayıp Aileler Organizasyonları
Kayıp aileleri temsil eden organizasyonlar, hem Yunan hem de Türk taraflarında bulunmaktadır. Bu organizasyonlar, kaybolanlarla ilgili bilgileri toplar ve saklar, aynı zamanda ailelerine destek sağlarlar. Kendi veri tabanları ve arşivleri olabilir.
Arşivler ve Araştırma Merkezleri
Kıbrıs'taki ve dışında bulunan tarihi arşivler ve araştırma merkezleri, kaybolanlarla ilgili bilgi içerebilir. Kıbrıs çatışmasını araştıran araştırmacılar ve tarihçiler de değerli verilere erişim sağlayabilirler.
Medya ve Yayınlar
Pek çok medya kuruluşu ve araştırmacı, Kıbrıs'taki kaybolanlarla ilgili sorunları ele alan makaleler ve kitaplar yayınlamaktadır. Bu kaynaklar, belirli vakalarla ilgili bilgi ve genel istatistikler içerebilir.
Kayıp olanlarla ilgili bilgiler dağınık ve eksik olabilir ve kalıntıların kimlik tespiti ve kaybolanların kaderinin belirlenmesi süreci uzun zaman alabilir ve dikkatli bir çalışma gerektirir.
Keşif Hızını Etkileyen Faktörler:
-
Mezar alanlarına erişim.
-
Toplumlar arası işbirliği.
-
Finansman ve kaynaklar.
-
Kalıntıların durumu.
Kayıp aileler adalet talep etmeye devam etmektedir. Kaybolan yakınlarının kaybolmasından sorumlu olanların cezalandırılmasını istemektedirler. Ayrıca, Türk hükümetinin kaybolanların kaderi hakkında bilgi sağlamasını talep etmektedirler.
Kıbrıs Liderlerinin Görüşleri
Ersin Tatar'ın Görüşü
Ersin Tatar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı, Kıbrıs sorunu ve kaybolanlar meselesine ilişkin sağlam bir duruş sergileyen biridir. İşte onun görüşlerinin bazı önemli noktaları:
-
Tatar, Kıbrıs'ta iki ayrı devletin varlığına dayalı bir çözümü sürekli olarak savunmaktadır.
-
O, daha önce tartışılan federal çözümün artık uygulanabilir olmadığını düşünmektedir.
-
Tatar, Kayıplar Komitesi'nin (KK) çalışmasının önemini ve iki toplum arasındaki işbirliğinin gerekliliğini vurgulamaktadır.
-
O, KKTC'nin kaybolanların kaderini belirlemek için gerekli tüm yardımı sağlamakta hazır olduğunu belirtmektedir.
-
O, tüm tarafların dikkate alınması gerektiğini ve suçlamaların sadece bir tarafa yüklenmemesi gerektiğini vurgulamaktadır.
-
Tatar, KKTC'nin egemenliğinin herhangi bir çözüm için gerekli bir ön koşul olarak kabul edilmesi gerektiğini savunmaktadır.
-
Ona göre, Türk-Kıbrıs halkının kendi kaderini tayin etme hakkı vardır.
Nikos Hristodulidis'in Görüşü
Nikos Hristodulidis, Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Kıbrıs sorununun çözülmesi konusunda aktif bir duruş sergileyen biridir ve kaybolanlar meselesi de dahil olmak üzere bu konuda görüşleri vardır. İşte onun görüşlerinin bazı önemli noktaları:
-
Hristodulidis, Kıbrıs sorununu çözmenin en önemli önceliği olduğunu defalarca vurgulamıştır.
-
O, müzakereleri yeniden başlatmak ve BM'nin ilgili kararlarına dayalı kapsamlı bir çözüm arayışındadır.
-
Kaybolan kişiler sorununa özel bir önem vermektedir, bunu acil çözülmesi gereken insani bir mesele olarak görmektedir.
-
Kaybolan kişilerin akıbetini belirlemek ve ailelerine bilgi sağlamak için tüm tarafları işbirliğine çağırmaktadır.
-
1974 yılı olaylarında kaybolan kişilerle ilgili olarak iki toplum liderinin ortak bir açıklama yapmasını önerdi.
-
Christodoulides, Kıbrıs'taki Yunan ve Türk toplulukları arasında diyalog ve işbirliği çağrısında bulunmaktadır.
-
Yalnızca diyalog yoluyla kalıcı barış ve çatışmanın çözümüne ulaşılabileceğini düşünmektedir.
-
Kıbrıs meselesinin çözüm sürecinde uluslararası hukukun ve BM kararlarının uygulanmasının önemini vurgulamaktadır.
-
Kıbrıs Cumhuriyeti'nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ihlal eden her türlü eylemi kınamaktadır.
Kıbrıs'taki kaybolan kişilerin trajedisi, hala birçok Kıbrıslı'nın kalbinde kanamaya devam eden derin bir yaradır. Bu, çatışmanın yıkıcı sonuçlarının bir hatırlatıcısı ve adada kalıcı barışın sağlanması gerekliliğidir.
Kaybolan kişilerin aranması sadece bir adalet meselesi değil, aynı zamanda bir insaniyet meselesidir. Kaybolanların akıbeti bilinmediği sürece, aileleri huzur bulamayacak ve Kıbrıs toplumu yaralarını tam anlamıyla iyileştiremeyecek, örneğin kuzeyden Aşıklar Köprüsü'ne bir taksi uygulamasıyla rahatça gidilemeyecektir.