Kdv ödemesi yaparken: gerçek daire fiyatının %5'ini mi, yoksa kadastro değerinin %5'ini mi öderiz?

Kadastro değeri ile dairenin gerçek değeri arasında büyük bir fark vardır. Yasaya göre, satış sözleşmesinde belirtilen tutardan KDV ödemeniz gerekiyor. Ancak bu bazen çok avantajlı olmayabilir. Diyelim ki, 100.000$'lık bir gayrimenkul satın alıyorsunuz, gerçek fiyatın %5'i kadar KDV ödeyebilirsiniz. Ancak işlem birkaç milyon dolar tutarsa, gerçek değerin %5'i kadar KDV ödemek avantajlı olmaz. Ancak bunun için bir çözüm vardır. Emlakçınızın bir değerlendirici çağırması ve mülkün kadastro değerini belirlemesi gerekiyor. Anladığınız üzere, bu değer gerçek değerden çok daha düşük olacaktır. Ve o zaman KDV'yi satın aldığınız mülkün kadastro değerinin %5'i kadar ödeyebilirsiniz. Bir başka hamle ise: eğer dairenizin fiyatı çok düşük değilse ve masrafları azaltmak istiyorsanız, mülkün yarısı kadar bir satış sözleşmesi düzenleyebilir ve sözleşmeye bir eklenti (addendum) yapabilirsiniz. Burada maliyetin ikinci kısmı belirtilecektir. Bu durumda, KDV ana sözleşmede belirtilen tutarın %5'i kadar ödenir.

Ancak bu planın da kendi sakıncaları vardır. Örneğin, zaten kayıtlı bir satış sözleşmeniz varsa ve bu tapu kadastroda kayıtlıysa, bu seçenek sizin için uygun değildir. Fiyat, satış sözleşmesinde belirtilen tutardan hesaplanacaktır.

Bu konuda avukatımızın önerileri ve yorumları şu şekildedir: "Satış sözleşmesini kaydettirmenizi öneririm, çünkü satın alma izni çıkana kadar alıcının durumunda büyük bir risk vardır. Eğer gayrimenkul üzerinde henüz ayrı mülkiyet belgeleri yoksa, kayıtlı bir sözleşme olmadan Bakanlar Kurulu'na başvurmak imkansızdır''.

Ancak mahkeme duruşması sırasında mahkemenin sadece vergi dairesinden damga ve damga vergisi ödenmiş olan sözleşmeleri kabul edeceğini unutmamalısınız. Ve eğer "addendum"un imzalanmasının üzerinden birkaç yıl geçtiyse, bir de ceza ödemeniz gerekebilir."

Satış işlemlerinize sadece deneyimli emlakçılar ve avukatları dahil edin, böylece gereksiz masraflardan kaçınmış olabilirsiniz.